•  Soru Sor

    Soru Sor

    Kişisel verilerin korunması kanununu okudum anladım (KVKK)
    GGüvenlik Numarası.

  • 0850 532 5 236 (CEO)
  • info@saglikiletisimplatformu.com
  • Sağlık İletişim Platformu
  • Hakkımızda
  • ONLINE MUAYENEHANE
  • Videolar
  • Bu Test Nerede Yapılıyor?
  • İletişim

Sağlık

  • Makaleler
  • Sağlık
  • Kalp hastalıklarını önlemek için sağlıklı yaşam önerileri

Kalp hastalıklarını önlemek için sağlıklı yaşam önerileri

  • Sağlık İletişim Platformu
  • 3920
  • Sağlık

Kalp hastalıklarını önlemek için sağlıklı yaşam önerileri

Dünyada en yaygın görülen ölüm sebeplerinin başında kalp ve damar hastalıkları geliyor. Her yıl yaklaşık 18 milyon kişi bu yüzden hayatını kaybediyor. Üstelik genç-yaşlı ayrımı olmaksızın her kesimden insanda rahatsızlık ortaya çıkabiliyor.
Gelişen tıp sayesinde artık pek çok kalp-damar hastalığı kolayca tedavi edilebiliyor. Hastalıkların büyük çoğunluğunda olduğu gibi kalp ve damar hastalıklarından da korunmak mümkün. Bunun için alınması gereken ilk önlem, sağlıklı yaşam kurallarına dikkat etmek.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, kalp ve damar hastalıklarından korunma yolları ile risk faktörlerini TRT Haber’e anlattı.

En büyük risk faktörü: Sigara

Kalp ve damar hastalıklarında risk faktörlerinin başında sigaranın geldiğini ifade eden Prof. Dr. Okuyan diğerlerini ise şöyle sıralıyor:

“Yüksek kolesterol, diyabet, obezite, aile kalp öyküsü, hareketsiz yaşam, stres... Bunlar en çok bilinen risk faktörleri.”

Hastalık konusunda iki sorunun cevabı önemli. Bunlardan biri, kalp hastalıklarının kimlerde daha fazla görüldüğü. Diğeri ise en fazla hangi yaş gruplarının hastalıktan etkilendiği. Kalp damar rahatsızlıklarının eskiden erkeklerde daha sık görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Okuyan, bunun artık değiştiğini söylüyor:

“Son yıllarda görüyoruz ki, kadınlar da erkekleri yakaladı. Özellikle menopoz sonrası dönemde hormonların koruyucu etkisi ortadan kalkınca risk yükseliyor. Bir de tabii kadınlar da daha fazla sigara içmeye başladı, daha hareketsiz yaşıyor ve obeziteye yatkın oldu. Bu nedenle artık kadınlarda da yüksek oranda kalp damar hastalıkları görülüyor.”

Grafik: Hafize Yurt

Gençler de risk altında

Yaş unsuru da bir başka faktör… Prof. Dr. Okuyan, bir zamanlar daha çok ileri yaşlarda ortaya çıkan kalp ve damar hastalıklarının son yıllarda gençlerde de fazlasıyla görülmeye başladığının altını çiziyor:

“Eskiden 50 yaşın üstünde görüyorduk ama şimdi 40’lı, 30’lu yaşlardaki genç erişkinlerde bile çok sık rastlıyoruz kalp krizi ile gelen hastalara. ‘Ben gencim, kalp krizi geçirmem’ diye düşünmek doğru bir yaklaşım değil. Hastanede 30’lu, hatta 20’li yaşlarda kalp krizi ile gelen hastaları görüyoruz.”

Bu konuda bilimsel veriler ışığında yapılan bir araştırmayı da örnek gösteren Prof. Dr. Okuyan, “Avrupa Kardiyoloji Derneğinin verilerine göre, Türkiye kalp ve damar sistemi hastalıklarında üçüncü sırada, kadınlarda ise ölüm oranında birinci sırada yer alıyor. Dolayısıyla ülkemizde hem kadınlar hem de erkekler maalesef kalp ve damar hastalıkları açısından sıkıntılı” diyor.

Fotoğraf: Getty Images

Çevresel faktörlerin etkisi büyük

Kalp hastalıklarının ortaya çıkmasında genetik faktörlerin rolü büyük. Ancak en az onun kadar önemli olan bir başka gerçek ise yaşam şekli ile ilgili… Bu faktörlerin kontrol altına alınması mümkün. Prof. Dr. Okuyan'ın tavsiyeleri şu şekilde:

“Düzenlenebilir risk faktörlerinin bir bölümünü kendimiz yaratıyoruz. Sigarayı bırakabiliriz. Egzersiz yapıp fazla kilolardan kurtulabiliriz. Aşırı yağlı işlenmiş gıdalar yerine, sebze meyve ağırlıklı ve ızgara yiyecekler tüketerek diyetimizi düzenleyebiliriz.”

Beslenme konusunda yapılan önemli bir hataya da değinen Prof. Dr. Okuyan, “Türkiye’de tuz kullanımı çok yüksek. Bir kişinin günlük tuz ihtiyacı 2-3 gram. Ama Türkiye’deki günlük tuz tüketimi ortalaması 18-20 gramı buluyor. Dolayısıyla tuz kısıtlaması yapılmalı gerekiyor” şeklinde konuşuyor.

Fotoğraf: Getty Images

Düzenli egzersiz

Ve egzersiz… Kalp ve damar hastalıklarından korunmak için egzersiz önemli. “Düzenli egzersizle kan basıncı kontrol altına alınabilir. Böylece hem fazla kilolardan kurtulup hem de sağlıklı bir kalbe kavuşabiliriz” diyen Prof. Dr. Okuyan, sözlerine şu şekilde devam ediyor:

“Şeker hastası olanlar ya da yüksel kolesterolü olanlar, mutlaka hekimlere danışıp düzenli kontrol edilmeli. Hekimlerinin önerilerine uymalı.”

Stres de kalp hastalıklarında etkili. Bunun için mümkün olduğu kadar stresten kaçınmak gerekiyor. Tüm bu tavsiyelere dikkat edildiği takdirde kalbin yükü azalıyor ve hastalıklarla karşılaşma oranı düşüyor.

Fotoğraf: Getty Images

Hekimlerinin tavsiyeleri dikkate alınmalı

Kalp ve damar hastalıklarından muzdarip olanların ise hekim kontrollerini düzenli olarak yaptırmaları gerekiyor. Prof. Dr. Okuyan, bu konuda karşılaştıkları bir sıkıntıyı şöyle dile getiriyor:

“Kalp hastalığı olan bir hasta mutlaka hekiminin tavsiyelerine uymalı. İlaçlarını düzenli kullanmalı. Örneğin bir hasta kalp krizi geçiriyor... Stent takılıyor ya da baypas yapılıyor. Bu hasta ilacını almadığı zaman kalp damarları tekrar tıkanıyor. Kötü bir vaziyette acile geliyor. Ya da ilaçları kafasına göre, sağdan soldan duyduklarıyla hareket ederek kesiyor... Mesela bazen kolesterol ilaçlarına karşı negatif kampanyalar yürütülüyor. ‘Doğal ürünler kullanın, kolesterol ilacına gerek yok’ diye. Hiçbir bilimselliği olmayan bu söylemler sonucunda hastalar ilaç kullanmayı bırakıyor. Oysa biz bu ilacı sadece kolesterolü düşürmek için vermiyoruz. Damardaki tıkanıklığın veya daralmanın tekrar oluşmasını engellemek, azalmasını sağlamak ve stabilize etmek için veriyoruz. Dolayısıyla hastaların hekimlerinin tavsiyelerine maksimum düzeyde uyum göstermesi gerekiyor.”
 

Webofisin 4
Webofisin 2
Webofisin 1
Webofisin 3
Webofisin 7
Webofisin 6
Webofisin 5

Doktorlarımızdan

  • Prof.Dr. Turan Uslu

    Kuru İğne Tedavisi Nedir?

    Kuru İğne Tedavisi Nedir?

    İMS (Kuru İğne Tedavisi) Nedir ?Şekil olarak akupunktura çok benzeyen ama uygulamalarda farklılıklar gösteren, kaslara iğne yapılmasıyla uygulanan bir tedavi yöntemidir.Kas-iskelet sistemi ağr...

  • Prof.Dr.Sabri Uslu

    Neden koku alamıyorum?

    Neden koku alamıyorum?

    Koku alma bozukluğuna yol açan nedenler arasında en sık olarak burun ve sinüs hastalıkları gelir. Allerjik rinit, Nazal polipler, sinüzit, ileri derecede burun kemiği ve kıkırdağı eğrilikleri,...

  • Prof. Dr. Sibel Naycı

    Zatürre (Pnömoni)

    Zatürre (Pnömoni)

    Zatürrenin tıbbi adı pnömonidir. Akciğerin iltihabıdır. Bakteri, virüs, mantar gibi çeşitli mikroplarla oluşabilir. En sık görülen, hekime başvurmaya neden olan, en fazla ölüme yol açabilen hastalı...

  • Uzm.Dr. Melda Bolat Bilsel

    PRP TEDAVİSİ

    PRP TEDAVİSİ

    PRP İLE HÜCRESEL TEDAVİ NEDİR?PRP (Platelet Rich Plasma) platelet yönünden zenginleştirilmiş plazma uygulaması adı verilen tedavi yönteminin kısaltılmış ismidirHastalardan alınan kan ,santrüfüj işle...

  • Prof.Dr. Seher Naz Yeni

    Epilepsi Nedir?

    Epilepsi Nedir?

    Epilepsi Nedir?Beynimiz duyusal ve bilişsel merkezimiz, bizi diğer canlılardan ayıran en önemli organımızdır. 100 milyar hücreden oluşan beyin herhangi bir bilgisayarla karşılaştır...

  • Prof. Dr. Murat Gönenç

    Bağırsak neden torbaya alınır?

    Bağırsak neden torbaya alınır?

    Sindirim sistemini uzun bir boru gibi düşünün; bu boru bir noktasından bölünürse ya da aradan bir parça çıkartılırsa, boru uçlarını tekrar birleştirmek gerekir. Ancak bazı durumlarda bağırs...

  • Op.Dr. Salih Şentürk

    PRP UYGULAMALARI

    PRP UYGULAMALARI

    PRP ( Platelet Rich Plasma) uygulaması, ortopedi kliniklerinde eklem hastalıklarında oldukça sık tercih edilen bir tedavi yöntemidir. Hastanın kendi kanından elde edilen trombosit yönünden zengin pl...

  • Prof. Dr. Esra KÜSDÜL SAĞLAM

    Siz Herkesten Farklısınız

    Siz Herkesten Farklısınız

    Dünya üzerinde yaşayan her birey birbirinden farklıdır, bu farklılıkları fiziksel ve ruhsal olarak kişinin dış görünüşünden izlemek mümkündür. Nasıl hiçbirimiz birbirimize benzemiyorsak vücudu...

  • Prof.Dr. Hakan Alagözlü

    HEPATİT BULAŞ VE KLİNİK

    HEPATİT BULAŞ VE KLİNİK

    Hepatit B ve C, karaciğer iltihaplanmasına neden olan viral enfeksiyonlardır. Bu iki hastalık, benzer şekillerde bulaşabilir, ancak farklı virüsler tarafından oluşturulan enfeksiyonlar olduğu iç...

  • Prof. Dr. Esra Eryaman

    Rinoplasti sonrası yüzdeki morluk ve şişlikler...

    Rinoplasti sonrası yüzdeki morluk ve şişlikler...

    Kişinin doku özelliklerine göre değişse de, burun estetiği sonrası genellikle yüzde kısa süreli morluk ve şişlik oluşabilir. Ameliyat sonrası 3 gün buz tatbiki şişliği önemli ölçüde azaltır. Da...

facebook

Sağlık İletişim Platformu

Sağlığınız için herşey

Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
Bülent Ergan
Editör
Zafer Karaca
İletişim: 0850 532 5 236
(CEO)Sitedeki tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır.Sağlık İletişim Platformu harici linklerin sorumluluğunu almaz.

İrtibat Bilgileri

  • Marmara Teknopark Tübitak Gebze Yerleşkesi, 41400 Gebze/Kocaeli
  • 0850 532 5 236 (CEO)
  • info@saglikiletisimplatformu.com

Bülten Aboneliği

    Kişisel verilerin korunması kanununu okudum anladım (KVKK)

    saglikiletisimplatformu.com 2025, All Rights Reserved

    • Hakkımızda
    • ONLINE MUAYENEHANE
    • Videolar
    • Bu Test Nerede Yapılıyor?
    • İletişim