Dünya Yürüyüş Günü dolayısıyla Sağlık Bakanlığı verilerinden derlediği bilgilere göre, toplumda her geçen gün artan hareketsiz yaşam tarzı, insan sağlığını da olumsuz etkiliyor.

Çalışmalar, oturmanın yeni sigara içmek olduğunu hatta yaşam süresini daha da olumsuz şekilde etkilediğini gösteriyor.

Bu doğrultuda Uluslararası Herkes için Spor Federasyonunca (TAFISA) 1991'de başlatılan Dünya Yürüyüş Günü, Türkiye'de de 3-4 Ekim tarihlerinde kutlanıyor. Gerçekleştirilen etkinliklerle fiziksel aktivitenin önemine işaret ediliyor.

Hareketsizlik obezite, kalp rahatsızlıkları gibi birçok hastalığa sebep oluyor

Yaşam ve çalışma koşullarının getirdiği alışkanlıklar ve fiziksel aktivitenin öneminin yeterince anlaşılamaması, giderek daha hareketsiz bir yaşam tarzının benimsenmesine ve dolayısıyla obezite, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, osteoporoz gibi kronik hastalıkların görülme sıklığının artmasına neden oluyor.

Bakanlığın son yapılan "Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması (TBSA)" sonuçlarına göre, Türkiye'de 15 ve üzeri her 10 kişiden 4'ü yeterli düzeyde fiziksel aktivite yapmıyor. 15 yaş üzeri erkekler günlük zamanının ortalama 6,4 saatini, kadınlar ise 6,2 saatini oturarak ya da uzanarak geçiriyor. Genel olarak bu yaş gruplarının oturarak ya da uzanarak geçirdiği süre ise günde ortalama 6,3 saat olarak belirlendi.

19 yaş üzeri erkekler için bu sürenin günlük 6,3 saat, kadınlarda ise 6 saat olduğu görüldü.

Fiziksel aktivite enfeksiyonlara karşı koruma sağlıyor

Fiziksel aktivite vücut direncinin artarak enfeksiyonlara karşı koruma geliştirilmesine katkı sağlayan unsurlar arasında sıralanıyor. Fiziksel olarak aktif olmayanlarda enfeksiyon görülme olasılığının düzenli fiziksel aktivite yapanlara göre daha fazla olduğu belirtiliyor.

Fiziksel olarak aktif bir yaşam sürmek, güçlü bağışıklık sistemine sahip olmayı da sağlıyor. Dolayısıyla COVID-19 ile mücadele sürecinde düzenli fiziksel aktivitenin önemi de artıyor.

Haftada 5 gün en az 30 dakika yürüyüş sağlığı destekliyor

Her yaştan bireyler için en yaygın ve kolay uygulanan aktivite olan yürüyüş, vücudun oksijen kullanma kapasitesini artırırken, büyük kas gruplarının dinamik ve ritmik olarak çalışmasını sağlıyor ve aynı zamanda ruhsal sağlığı da destekliyor.

Fiziksel aktivitenin sağlığın koruyucu ve geliştirici etkisinin görülebilmesi için günlük aktivitelerin yanı sıra yetişkin yaş grubunda haftanın 5 günü en az 30 dakika; 5-17 yaş grubu için ise günde en az 60 dakika orta şiddette fiziksel aktivite yapılması öneriliyor.

Tempolu yürüyüşün içinde yer aldığı orta şiddette fiziksel aktivite, solunum veya kalp atış hızında küçük artışlara neden olan, kişinin konuşabildiği ama şarkı söyleyemediği, orta düzeyde fiziksel efor gerektiren fiziksel aktivite olarak tanımlanıyor.

Yürüyüşün günlük aktivitelerin içine yerleştirilmeye çalışılmasına özen gösterilmesi, gün içerisinde toplu ulaşımda birkaç durak önce inerek veya arabanın biraz uzağa park edilerek yürüyüş için imkanlar yaratılmasının da önemli olduğu ifade ediliyor.