•  Soru Sor

    Soru Sor

    Kişisel verilerin korunması kanununu okudum anladım (KVKK)
    GGüvenlik Numarası.

  • 0850 532 5 236 (CEO)
  • info@saglikiletisimplatformu.com
  • Sağlık İletişim Platformu
  • Hakkımızda
  • ONLINE MUAYENEHANE
  • Videolar
  • Bu Test Nerede Yapılıyor?
  • İletişim

Sağlık

  • Makaleler
  • Sağlık
  • Bilim dünyası, COVID-19 salgınının kökenini tartışıyor

Bilim dünyası, COVID-19 salgınının kökenini tartışıyor

  • Sağlık İletişim Platformu
  • 1941
  • Sağlık

Bilim dünyası, COVID-19 salgınının kökenini tartışıyor

Lancet'te yayımlanan, dünya genelinde 28 bilim insanının hazırladığı 58 sayfalık makalede, COVID-19'un kökeninin hala bilinmediği, bunu tanımlamanın sadece mevcut salgını değil gelecekteki salgınlar ve bunları önleme stratejilerine de açıklık getireceği vurgulandı.

Virüsün doğal yollarla veya laboratuvardan yayılmasına yönelik iki hipotezin de hala geçerli olduğuna ve bu konuda daha fazla soruşturmaya ihtiyaç duyulduğuna işaret edilen makalede, ilk hipotezde, COVID-19'un bir yarasadan insana, sonrasında ise insandan insana geçtiğinin düşünüldüğü anımsatıldı.

Makalede, ikinci hipotezin ise COVID-19'un araştırma faaliyetleri nedeniyle yayılması olduğu aktarılarak, bunun bir araştırmacının sahada örnek toplarken, doğadan alınmış virüs örnekleri veya laboratuvarda genetiği değiştirilmiş virüsler üzerinde çalışırken enfekte olması nedeniyle yaşanabileceği belirtildi.

"Biyoteknolojideki gelişmeler tehlikeli virüslerin yaratılmasını mümkün kılıyor"

Makalede, ayrıca "Biyoteknolojide son 20 yılda yakalanan gelişmeler, genetik müdahaleler, yeni ve oldukça tehlikeli patojenlerin yaratılmasını mümkün hale getirdi. Laboratuvar teknolojileri hızla ilerledikçe birçok bilim insanı, SARS-CoV benzeri virüslerin düzenleme ve denetim altında artışının riskleri ve diğer potansiyel salgın patojenleri konusunda uyarıda bulunuyor" değerlendirmesine yer verildi.

"Virüsün orijinlerine yönelik tarafsız ve şeffaf araştırma yapılmalı"

COVID-19 salgını ve öncesinde SARS benzeri virüslere yönelik bağımsız, şeffaf ve bilim temelli hiçbir soruşturmanın yürütülmediği vurgulanan makalede, şunlar kaydedildi:

"Laboratuvar notları, veri tabanları, e-posta kayıtları ve böyle bir araştırmaya dahil olan enstitülerin örnekleri bağımsız araştırmacılara açılmadı. Bağımsız araştırmacılar, şimdiye kadar ne SARS-CoV benzeri virüslerin laboratuvarda manipülasyonuna odaklanan ABD laboratuvarlarını ne de Vuhan'da yürütülen laboratuvar araştırmasının detaylarını soruşturmadı. Virüsün orijinlerine yönelik araştırma, viroloji, epidemiyoloji, bioinformatik ve diğer ilgili alanlardan ve tüm hükümetler tarafından desteklenen uluslararası ekiplerin tarafsız, bağımsız, şeffaf ve titiz çalışmasını gerektiriyor"

Öte yandan, makaleyle birlikte Lancet Komisyon Başkanı ve Columbia Üniversitesi ekonomisti Jeffrey Sachs'ın virüsün doğadan değil, bir ABD biyoteknoloji laboratuvarından çıktığına oldukça ikna olduğunu söylemesi, dünya genelinde yankı uyandırdı.

"Bilim dünyasının ağırlıklı görüşü virüsün doğal yollarla bulaştığı yönünde"

Türk bilim insanları, salgının kökenlerine yönelik tartışmaların alevlenmesine neden olan iddialara ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Lancet Komisyonu üyesi, Koç Üniversitesi İş Bankası Enfeksiyon Hastalıkları Araştırma Merkezi (KUISCID) Direktörü ve Avrupa Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Önder Ergönül, Sachs'ın genel olarak ABD politikalarını eleştirdiğine işaret etti.

2003'te görülen SARS-CoV-1'in, bir yıl sonrasında yayılmadan ortadan kaybolmasına ilişkin araştırmaların yapıldığını ve virüsün belli bir diziliminin bunu engellediğinin saptandığını anımsatan Ergönül, ardından ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) desteğiyle Vuhan'daki laboratuvarla ortak araştırmaların yürütüldüğünü aktardı.

Hem makalede hem de Sachs'ın açıklamalarının özünde NIH'in bu araştırmaların detaylarını paylaşmamasına yönelik eleştirilerin bulunduğunu dile getiren Ergönül, "Tüm iddialara karşın bilim insanlarının ağırlıklı görüşü, bu virüsün doğal yollarla bulaştığı yönünde. Benim görüşüm de bu şekilde. Fakat bu konunun enine boyuna tartışılması, şeffaf, açık bir şekilde masaya yatırılması çok önemli. Biz doğruların peşindeyiz, kesinlikle şu veya bu diyemeyiz ama şu anda ağırlıklı düşünce doğal kaynaklı olduğu yönünde" dedi.

Prof. Dr. Ergönül, KUISCID olarak 19 ve 20 Ocak'ta dünyaca tanınmış bilim insanlarının katılımıyla İstanbul'da "Yeni Enfeksiyonlar" başlıklı bir toplantı düzenleneceğini ve COVID-19 salgınının kökeninin de burada tüm yönleriyle tartışılacağını bildirdi.

"Bu konuda ayrıntılı çalışma yapılması gerekiyor"

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Akova da "Bilimsel açıdan her iki görüşü de kesin kanıtlayacak verilerin olmaması, bu konuda daha ayrıntılı çalışma yapılması gerekliliğini ortaya koyuyor. Yeterli veri ve kanıt olmadan bu virüsün laboratuvardan çıkmış ve insanlara bulaşmış bir mutant olduğunu iddia etmek spekülatif olur" değerlendirmesinde bulundu.

Akova, salgının kökeniyle ilgili tüm bilgilere şeffaf şekilde erişimin sağlanmasının bu konudaki şüphe ve tartışmaları gidereceğine işaret ederek, "Makalede ayrıca gelecekte yaşanabilecek pandemik infeksiyonlara hazırlıklı olunması gerektiği, COVID-19'un başındaki bazı eksiklikler ve yeterince hızlı reaksiyon verememe gibi nedenlerle hastalığın çok hızla yayıldığı ve milyonlarca ölüme yol açtığı konusunda da eleştiriler var. Ben de temel olarak bu eleştirilere katılıyorum, bunlardan ders alınması gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.

"Salgınlara yaklaşım ve iş birliği çok önemli"

Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği üyesi Doç. Dr. Şiran Keske ise salgının başında da COVID-19'un kökenine yönelik tartışmaların yaşandığını, o dönem Dünya Sağlık Örgütünden (DSÖ) bir ekibin Vuhan'a gittiğini ancak Çin'in, Vuhan Viroloji Enstitüsüne giriş izni vermediğini anımsattı.

DSÖ'nün daha sonra virüsün laboratuvar orijinli olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmadığa ve doğal yollarla bulaştığının düşünüldüğüne dair bir rapor yayımladığını aktaran Keske, COVID-19'un kökenine yönelik tartışmaların uzun süre sonra yeniden başlamasında Sachs'ın açıklamalarının etkili olduğunu vurguladı.

Doç. Dr. Keske, 2 yıllık çalışmaların toplamı olan Lancet Komisyonunun makalesinde, salgın konusunda DSÖ'ye yönelik birçok eleştirinin de bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Virüsün kökeniyle ilgili ifadeler, bu raporun 1-1,5 sayfalık kısmını oluşturuyor, bütün olasılıklar ele alınıp, 'Salgına bu olasılıkların hangisinin yol açtığı hala bilinmiyor.' deniliyor. Esasında böyle bir konuda elimizde hiçbir kanıt olmadan 'Ben şöyle düşünüyorum.' demek oldukça yanlış. Bilim, elbette her şeye şüpheyle bakmalıdır, bütün olasılıkları değerlendirmelidir ama belli sorumluluğu olan kişilerin ellerinde güçlü bir kanıt olmadan şüphe uyandıracak yorumlar yapması, en çok da bilime zarar verir. Zaten Jeffrey Sachs da ilk yorumunu sonrasında biraz daha yumuşattı.

Tüm bunların yanında şöyle net bir gerçek var, salgınlara yaklaşım, iş birliği, en başında neler yapılması gerektiği oldukça önemli. Aksi halde insanların infial uyandırabilecek açıklamalardan ne kadar etkilenebileceği ortaya çıkıyor"

Webofisin 4
Webofisin 2
Webofisin 1
Webofisin 3
Webofisin 7
Webofisin 6
Webofisin 5

Doktorlarımızdan

  • Op.Dr. Zeki Salar

    Hamilelikte İlk Ay Hafta Belirtileri

    Hamilelikte İlk Ay Hafta Belirtileri

    Merhaba,Bu yazımızı okuyorsanız 9 ay sürecek güzel bir başlangıca adım atmış veya buna niyet etmiş olmalısınız.Umarım bu süreç sizin ve eşiniz için ileride her zaman gülümseyerek hatırl...

  • KLİNİK İYİLİK GÜZELLİK

    HSV ( İNSAN UÇUK VİRÜSÜ ), HERPES, GENİTAL HERPES, GENİTAL UÇUK

    HSV ( İNSAN UÇUK VİRÜSÜ ), HERPES, GENİTAL HERPES, GENİTAL UÇUK

    HSV ( İNSAN UÇUK VİRÜSÜ ), GENİTAL UÇUKHSV, insan uçuk virüsüdür. İnsanlarda deride ve mukoza alanlarında ağrılı, tekli veya çoklu veziküler lezyonlarla seyreden bulaşıcı bir hastalıktır. HSV Tip...

  • Prof. Dr. Esra Eryaman

    Gaga- burun deformitesi

    Gaga- burun deformitesi

    Papağan gagasını andıran burunlara verilen isimdir. Doğuştan burun ucunun (tip bölgesi) aşağı doğru sarkık olması, burun deliklerinin arasındaki kolumella dediğimiz bölgenin kısa olması ve burun ...

  • Prof. Dr. Turhan Ece

    Astımda yeni tedaviler nelerdir?

    Astımda yeni tedaviler nelerdir?

    Astım, solunum yollarında inflamasyon ve daralma oluşturan kronik bir solunum hastalığıdır. Günümüzde astım tedavisinde birçok farklı yöntem ve ilaç kullanılmaktadır. Yeni tedavilerin geli...

  • Prof. Dr. Cengiz Gebitekin

    Mediasten Hastalıkları Cerrahi Tedavisi

    Mediasten Hastalıkları Cerrahi Tedavisi

    Mediasten, göğüs boşluğunun ortasında yer alan ve kalp, büyük damarlar, yemek borusu, soluk borusu, lenf düğümleri ve diğer yapıları içeren bir bölgedir. Mediasten hastalıkları, bu bölgedeki organla...

  • Prof. Dr. Levent ERALP

    İyi Huylu Kemik Tümörü

    İyi Huylu Kemik Tümörü

    Kemik TümörüKemik tümörü, kontrolsüz bir şekilde bölünen ve iskelet sistemi hücrelerinde ortaya çıkan kitle ya da şişlik olarak adlandırılabilmektedir. Meydana gelen pek çok kemik tümörünün nedeni ...

  • Prof. Dr. Nilda Sütay Süslü

    DİL KANSERİNDE SIK SORULAN SORULAR

    DİL KANSERİNDE SIK SORULAN SORULAR

    DİL KANSERİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?En sık kullanılan tedavi şekilleri aşağıdadır:CERRAHİ: Kanserin ameliyatla çıkarılması işlemidir. Bu ameliyat sırasında, boyunda sıçrama ihtimali olan lenf bezeleri de...

  • Dr. Mehmet Bayrak

    Kapalı Obezite Cerrahisi

    Kapalı Obezite Cerrahisi

    Günümüzde en önemli sağlık sorunlarından biri olan obeziteyle mücadele için yapılan kilo kaybı ameliyatları da dahil olmak üzere çok sayıda operasyon laparoskopik yöntemle gerçekleştirili...

  • Prof. Dr. Nilda Sütay Süslü

    TÜKÜRÜK BEZİ TÜMÖRLERİ

    TÜKÜRÜK BEZİ TÜMÖRLERİ

    TÜKÜRÜK BEZİ TÜMÖRLERİ, BAŞ BOYUN BÖLGESİNDE YER ALAN TÜKÜRÜK BEZLERİNDEN KAYNAKLANAN İYİ HUYLU VEYA KÖTÜ HUYLU HÜCRELER BULUNDURAN KİTLELERDİR. KULAK ÖNÜNDE BULUNAN PAROTİS BEZİ OLARAK ADLANDIRILA...

  • Prof. Dr. Fatih Altunrende

    Böbrek ve Üreter Taşları

    Böbrek ve Üreter Taşları

    Böbrek ve Üreter taşlarıBöbrek ve üreter taşları çok yaygındır. Taş, idrar yollarındaki idrardan gelen kristallerin geliştirdiği sert bir kütledir. Böbrekte ya da üreterde (böbrekten mesane...

facebook

Sağlık İletişim Platformu

Sağlığınız için herşey

Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
Bülent Ergan
Editör
Zafer Karaca
İletişim: 0850 532 5 236
(CEO)Sitedeki tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır.Sağlık İletişim Platformu harici linklerin sorumluluğunu almaz.

İrtibat Bilgileri

  • Marmara Teknopark Tübitak Gebze Yerleşkesi, 41400 Gebze/Kocaeli
  • 0850 532 5 236 (CEO)
  • info@saglikiletisimplatformu.com

Bülten Aboneliği

    Kişisel verilerin korunması kanununu okudum anladım (KVKK)

    saglikiletisimplatformu.com 2025, All Rights Reserved

    • Hakkımızda
    • ONLINE MUAYENEHANE
    • Videolar
    • Bu Test Nerede Yapılıyor?
    • İletişim