•  Soru Sor

    Soru Sor

    Kişisel verilerin korunması kanununu okudum anladım (KVKK)
    GGüvenlik Numarası.

  • 0850 532 5 236 (CEO)
  • Sağlık İletişim Platformu
  • Hakkımızda
  • Doktorlarımız
  • Videolar
  • Bu Test Nerede Yapılıyor?
  • İletişim

Sağlık

  • Makaleler
  • Sağlık
  • İstanbul'un şehir hastaneleri 7/24 çalışarak yaraları sarıyor

İstanbul'un şehir hastaneleri 7/24 çalışarak yaraları sarıyor

  • Sağlık İletişim Platformu
  • 183
  • Sağlık

İstanbul'un şehir hastaneleri 7/24 çalışarak yaraları sarıyor

İstanbul'daki Başakşehir Çam ve Sakura, Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın, Kartal Dr. Lütfi Kırdar ile Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu şehir hastaneleri, bugüne kadar 1992 depremzedeye sağlık hizmeti sundu.

Hastanelerdeki birçok branş doktoru, el birliğiyle yaralıların şifa bulması, ezilmelere bağlı uzuv kayıplarının önlenmesi ve hayata tutunması için gece gündüz çalışıyor.

"Güçlü ekiplerle sürekli vardiyayla çalışmak gerekiyor"

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Plastik Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Sorumlusu Doç. Dr. Perçin Caşkan, depremzedelerde daha çok kol, bacak ve gövde yaralanmaları görüldüğünü, 70'e yakın yaralıya ölü dokuları temizleme ve pansuman işlemleri uyguladıklarını anlattı.

Ölü dokuların yerine tekrar dolaşım, damar ve sağlıklı bir doku getirmek için uğraştıklarını belirten Caşkan, çocuk hastalardan birkaçının bu aşamada olduğunu ancak erişkinlerde bunun için en az bir haftaya ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.

Doç. Dr. Caşkan, depremler sonrası İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü vasıtasıyla bölgeye giderek Adıyaman ve Malatya'daki hastanelerde çalıştığını, hayati tehlikeleri bulunan birkaç çocuk ile birçok erişkini amputasyon işlemi yaptıktan sonra çevre iller ile Ankara ve İstanbul'a sevk ettiklerini aktardı.

İstanbul'da, sadece deprem bölgesinden getirilenlerin değil poliklinik ve acile başvuran, elektif ameliyatları planlanan hastaların da tedavisinin gerektiğini söyleyen Caşkan, "Bu açıdan güçlü ekiplerin, sürekli vardiyayla çalışması gerekiyor. Şu an doktor ve sağlık personellerimden nöbet ertesinde çıkaramadığım var." dedi.

Bu dönemi "toplumsal bir yaralanma" olarak tanımlayan Caşkan, "Şu an servisime çıksanız, kucaklarında artık hayatta olmayan çocuklarının, eşlerinin fotoğrafıyla yatan bir sürü insan var. Enkazdan tek başına kurtulmuş. Düşündüğüm zaman, gece yatarken kocaman bir ailen vardı ve sabah uyandın hiçbir şeyin yok. Bu kısmı acı." ifadelerini kullandı.

"Hem hafta içi hem hafta sonu aynı tempoyu koruduk"

Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği İdari Sorumlusu Doç. Dr. Emrah Kovalak da deprem sonrası gerek hastanenin gerekse ortopedi kliniğinin çok hızlı organize olduğunu söyledi.

Hastanelerine gelen yaralıların, ilk müdahaleleri afet bölgesi ve oraya yakın merkezlerde yapılan, genel durumları stabilleştirilen kişiler olduğunu aktaran klarını aktaran Kovalak, büyük çoğunluğu yoğun bakıma alınan bu hastaların tedavisi için ortopedi, plastik, kalp damar, yoğun bakım, nefroloji, dahiliye ve hiperbarik gibi birimlerce ekip çalışması yürütüldüğünü anlattı.

Doç. Dr. Kavalak, bu hastalarda hem travma hem genel durum bozukluğundan dolayı en önemli sorunun enfeksiyon olduğunu, bunların önüne geçmek için ortopedi ve plastik cerrahi ekiplerince pansuman, debridman ve yara bakımlarının ameliyathanede anestezi altında gerçekleştirildiğini kaydetti.

Depremler meydana geldikten sonra, ortopedi vakaları için ameliyathaneyi 7/24 çalışma esasına çevirdiklerini belirten Kavalak, "Cumartesi ve pazarları 6-7 asistanımız zaten var. Beraberinde 2 uzman hekimimiz acil ve servisteler. Bunun üzerine, ihtiyaca göre 2 uzman arkadaşımızı ek olarak ameliyathaneye davet ettik. Bu şekilde 7/24 esasıyla hem hafta içi hem hafta sonu aynı tempoyu mümkün olduğunca koruduk." şeklinde konuştu.

Böbrek ile ilgili gelişebilecek acil durumlara karşı 7/24 tetikteler

Nefroloji Klinik Sorumlusu Prof. Dr. Gürsel Yıldız ise enkaz altında kalanların böbreklerinde, sıvı kayıplarının yanı sıra "crush sendromu" denilen, dokuların zedelenmesine bağlı oluşan toksik maddelerin vücuda sistemik zarar vermesi nedeniyle ciddi zarar oluşabildiğini, bu sebeple birimlerinin afet durumlarında önemli rolü bulunduğunu söyledi.

Prof. Dr. Yıldız, bugüne dek kendilerine gelen 700'e yakın hastanın 50 ila 60'ının diyaliz ihtiyacı olduğuna işaret ederek, hastanenin yoğun bakım şartları 3'üncü derece olduğu için bu konuda hastalara hem hemodiyaliz hem de renal replasman açısından tedavi sağlandığını aktardı.

Tedavi hizmetinin kesintisiz sürdürüldüğünü vurgulayan Yıldız, "Ciddi yaralanmalar olduğu ve böbrek ve diğer sistemik problemler her an gelişebildiği için 7/24 hastaların tedavileri devam ediyor. Hafta sonu da böbrek ve sıvı elektrolit dengesi açısından değerlendiriliyorlar. Hastanemiz saha dışında ama burada büyük hastane olarak gerekli müdahalelerle 7/24 hizmet vermekte." dedi.

Oksijen tedavisi ile uzuv kayıpları önlenmeye çalışılıyor

Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp Uzmanı Uzm. Dr. Gamze Çebi de hiperbarik oksijen tedavisinin, bir basınç odası içerisinde yüksek basınçla yüzde 100 oksijen solutarak uygulanan bir yöntem olduğunu dile getirdi.

Çebi, göçük altında maruz kalınan ezilmelerin genellikle yüz ve uzuv bölgelerinde görüldüğünü, bu nedenle uzuv kayıplarının yaşanabildiğini anlatarak, şöyle konuştu:

"Oksijen tedavisiyle birlikte ezilen dokulardaki ödemi azaltıp, oksijenlenmeyi artırarak uzuv kayıplarını engellemeyi hedefliyoruz. Bu tedaviyle uzuv kayıplarını engelleyebileceğimizi öngördüğümüz hastalara, klinik olarak alması uygunsa günde 1, gerekirse 2 seans uyguluyoruz. Yoğun hasta gelişi söz konusu. O yüzden ekip arkadaşlarımın özverisiyle 7 gün 24 saat çalışacak şekilde bir planlamamız söz konusu."

Afet Polikliniği devreye alındı

Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Hüseyin Şehit Burhan ise deprem bölgesinden gelenlere poliklinik veya yataklı servislerde hizmet verdiklerini, ayrıca depremzedeler ve yakınları için randevu almadan başvurabilecekleri "afet polikliniği"ni devreye soktuklarını belirtti.

Burhan, depremden etkilenenlerin psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarının psikolog ve psikiyatristlerce değerlendirildiğini, gerekirse ilaç tedavisi düzenlendiğini kaydederek, "Gerçekten asrın felaketi. Depremi yaşayan herkes için zor bir süreç. Üzülmemiz, kötü hissetmemiz, kaygı yaşamamız, korkmamız hatta öfkelenmemiz normal. Duyguları hem kendimizin hem başkalarının yaşamasına izin vermemiz gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.

Sağlık Bakanlığı ve ilgili derneklerin sahada psikolojik destek programları yürüttüklerine işaret eden Burhan, afet polikliniğinde depremzedelerin yanı sıra bölgede görev alan sağlık personeli veya profesyonellere hizmet vereceklerini kaydetti.

Bir anda ve çok sayıda gelebilecek yaralılara hazırlıklılardı

Hastanenin Acil ve İlk Yardım Uzmanı Dr. Gökhan Eyüpoğlu ise deprem sonrası acil servisteki yaklaşık 15 sağlık çalışanının ambulans uçaklar ile sahra hastanelerinde çalışmak için gönüllü olduğunu, hastanede kalan doktorların da nöbet listesini düzenleyip ekstra mesaiyle, gelecek yaralılar için planlamalar yaptığını anlattı.

Eyüpoğlu, acil servislerinde yaklaşık 250 yatak, 16-20 arası gözlem ünitesi ve çeşitli bakı alanları olması, ikişer tomografi ve ultrason çekim alanlarının bulunması sayesinde bir anda ve çok sayıda gelebilecek yaralılar için uygun bir hastane olduklarını ifade etti.

Getirilen yaralılara, acilin işleyişini bozmayacak şekilde ayrılmış alanlarda ilk muayene ya da ilk cerrahi müdahalenin yapıldığını belirten Eyüpoğlu, cerrahi ve dahili branşların da kendilerine destek verdiklerini, hastaneden neredeyse çıkmadan çalıştıklarını kaydetti.

Meslektaşlarına destek oldular

Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği İdari Sorumlusu Prof. Dr. Abdullah Demirtaş, uçakla Malatya'ya giderken yolda ikinci depremin meydana gelmesi nedeniyle Kayseri'ye indiğini kaydetti.

Ardından Kahramanmaraş'a gittiğinde yaşadıklarını anlatan Demirtaş, depremin ilk gününü unutamayacağını belirtti.

Ameliyathane zarar gördüğü için acilde ortopediye ait bir odada hastalara gerekli işlemleri yaptıklarını ifade eden Demirtaş, şöyle konuştu:

"Hastanın bir tanesinin bacağı ampute edilmişti yani ağlıyordu. Sorduğumuzda bacağına ağlamadığını, eşi rahmetli olmuş ona ağladığını söylemişti. Yine karı koca çıkarılmış yan yana yatıyorlardı serviste. Onlarda da bayan olanın genel durumu iyiydi ezilme vardı. Eşinde de vardı ama eşi bir anda kötüleşmeye başladı. Bu hastaların böbrek fonksiyonları bozulabiliyor. Nefes darlığı gelişti yanı başında. O da çok ayağa kalkamıyor. Onun çaresizliği hepimizi üzdü."

Prof. Dr. Demirtaş, bölgedeki meslektaşlarına yaşattıkları "Yalnız değilsiniz" hissinin artı bir değer olduğunu dile getirdi.

17 çocuk şifa buldu

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ferit Durankuş, tedavi için gelen yaklaşık 25 çocuktan 17'sinin şifayla taburcu edildiğini anlattı.

Çocuklarla kaç saat göçük altında kaldıkları ve kimleri kaybettikleri gibi konuları konuşamadıklarını söyleyen Doç. Dr. Durankuş, "Daha çok bunları hissettirmemeye, bu konulardan konuşmamaya çalışıyoruz. Dikkatini dağıtacak şekilde konuşmaya çalışıyoruz. Yani geleceğin daha güzel olacağını, bir an önce iyileşebileceğini, hemen okuluna da gidebileceğini, o yüzden bu süreçte bize destek olması gerektiğini daha çok konuşuyoruz." dedi.

Depremlere hazırlıkta eğitimlerin verilmesi gerektiğine dikkati çeken Doç. Dr. Durankuş, "Sadece travma hekimleri değil, tüm doktorların bu konu hakkında bilgi sahibi olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü büyük bir felakette, bölgede hangi branşta olursa olsun tüm hekimlerin bu tarz bir olaya müdahale etmesi gerektiğini düşünüyorum." diye konuştu.

Tıbbi tedavinin yanı sıra psikolojik destek sağlanıyor

Çocuk Yoğun Bakım Kliniği İdari Sorumlusu Doç. Dr. Muhterem Duyu, depremin ardından İstanbul'daki tüm hastanelerin yoğun bir şekilde hasta kabulüne başladığını ifade etti.

Hastaların en büyük problemlerinin ezilme yaralanmaları ve akut böbrek yetmezliği olduğunu kaydeden Duyu, tedavilerin multidisipliner şekilde yürütüldüğü anlattı.

Duyu, yoğun bakım ünitesinde tedavi gören çocuklarda olumsuz bir gidişatın olmadığını, bir kısmının sağlıklarına kavuşma aşamasında bulunduğunu belirtti.

Çocukların duygu durumlarını üst düzeyde tutabilmek için gayret ettiklerini kaydeden Duyu, şunları söyledi:

"Büyük bir travma ve acı yaşadıkları hiçbir şekilde kaçınılmaz. Bizim yaptığımız, çocukları o bölgede birebir yaşadığı görsel etkiden uzak tutabilmek açısından mümkün olduğu kadar oyalayıcı birtakım aktiviteleri gerçekleştirmek. Kitap okuma, boyama kalemleriyle günlerini geçirme, sohbet etme, psikiyatrik, uygun bir şekilde profesyonel destek sağlama gibi birtakım hizmetleri sağlıyoruz ve sağlamaya devam ediyoruz. Amacımız o görsel sahneyi çocukların imajlarından ve düşünme algılarından soyutlamak ve dışarıya çıkarmak."

Hastaların yakınları da bilgilendiriliyor

Acil Tıp Kliniği İdari Sorumlusu Prof. Dr. Behçet Al, depremzedelerin tedavilerinin yanı sıra ailelerini arayarak, onların güvende oldukları ve tedavilerinin devam ettiği konusunda içlerinin rahat etmesi için bilgi verdiklerini söyledi.

Gaziantep'in Nurdağı ilçesine gittiğini belirten Prof. Dr. Al, şu ifadeleri kullandı:

"Televizyonlarda haberleri seyrediyoruz ama orada tabloyu bizatihi görmek, ruhlarından, gözlerinden, vicdanlarından, kalplerinden o hissiyatı yaşamak apayrı bir şey. Şahsen biraz da duygusal bir tarafım var. Göçükten çıkan kişiler için o kadar duygulanıyordum ki hepsinde ağladım. Bütün arkadaşlarımız canla başla, şevkle çalışıyor. Bir işe yaramak istiyorlar, koşturuyorlar gece gündüz. Orada yorulmak nedir bilmiyorsunuz ancak pat diye düşünce anlıyorsunuz ki çok yorulmuşsunuz. Yoksa o atmosfer sizi uyutmuyor."

Türkiye'nin deprem ülkesi olduğuna işaret eden Al, bu olaylarda en iyi, en hızlı müdahale yapan ülke konumuna gelmenin zorunlu olduğunu vurguladı.

Doktorlarımızdan

  • Prof. Dr. Nilda Sütay Süslü

    Sık Sorulan Sorular

    Sık Sorulan Sorular

    Tükürük bezi tümöründe biyopsi gerekli midir? Tükürük bezi tümörlerinin %80 i, parotis adı verilen kulak önündeki tükürük bezinden kaynaklanır. Parotis, her iki kulak önünde birer tane olmak üzere, t...

  • Doç. Dr. Ali Ramazan BENLİ

    The prognostic role of platelet to lymphocyte ratio and mean platelet volume in critically ill...

    The prognostic role of platelet to lymphocyte ratio and mean platelet volume in critically ill...

    The prognostic role of platelet to lymphocyte ratio and mean platelet volume in critically ill patients [PDF] from europeanreview.orgAuthorsA Yildiz, A Yigit, AR...

  • Prof. Dr. Esra Eryaman

    Rinoplasti ameliyatı hekimler için nasıl bir anlam taşır?

    Rinoplasti  ameliyatı hekimler için nasıl bir anlam taşır?

    Bu soruya bütün ameliyatlar aynıdır diye cevap verebilirsiniz. Ancak burun estetiği (rinoplasti) ameliyatı ayrıcalıklı bir ameliyattır. Aslında heyecan verici bir ameliyattır. Niçin? Çünkü hiç bi...

  • Prof. Dr. Esra Eryaman

    Rinoplastide niçin KBB uzmanları tercih edilir?

    Rinoplastide niçin KBB uzmanları tercih edilir?

    Kulak burun boğaz hekimlerinin ana konularından biri burundur. Görüntü bir tarafa, burnun tüm fonksiyonları ile ilgili sorunlarda hastalar KBB hekimlerine danışırlar. Geniz akıntısı, nefes alma p...

  • Op.Dr. Zeki Salar

    İkili Üçlü Dörtlü Test, Amniyosentez, fetal DNA testi Genetik Hastalıklar

    İkili Üçlü Dörtlü Test, Amniyosentez,  fetal DNA testi Genetik Hastalıklar

    Bu yazımız son 10 yılda kadın doğum ve perinatoloji alanında ilerleme gösteren önemli gelişme ve testleri açıklamak için hazırlanmıştır. 2000 li yılların başında teknoloji yeterince gelişmemi...

  • Prof. Dr. Ahmet Emre Süslü

    Bademciklerinin alınması çocuğumda hangi yan etkilere yol açar?

    Bademciklerinin alınması çocuğumda hangi yan etkilere yol açar?

    Bademcikler vücudun bağışıklık sisteminin elemanlarıdır. Bademcik ameliyatından sonraki bir kaç ay bademcikler tarafından üretilen bazı bağışıklık sistemi elemanlarının seviyesi kanda düşebilir anc...

  • KLİNİK İYİLİK GÜZELLİK

    GENİTAL, VAJİNAL GENÇLEŞTİRME NİŞANTAŞI

    GENİTAL, VAJİNAL GENÇLEŞTİRME NİŞANTAŞI

    GENİTAL VAJİNAL GENÇLEŞTİRME Genital, vajinal yaşlanma sebepleri; Kadınlarda dış genital bölgenin zamanla yaş, doğum, stresli yaşam koşulları, kötü beslenme vede birçok fiziksel, hormonel ve biyol...

  • Op. Dr. Mustafa Kuzdere

    Sinüzit Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

    Sinüzit Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

    Sinüzit Nedir? Sinüzit; sinüs boşluklarını döşeyen mukozanın iltihaplanmasına denir. Vücudumuzdaki sinüsler; alnımızda, yüzümüzde, burnumuzun çevresinde bulunan burun içine açılan kanalları o...

  • Prof. Dr. Şefik Hoşal

    Tükrük Bezi Hastalıkları

    Tükrük Bezi Hastalıkları

    Tükrük Bezi HastalıklarıTükrük BezleriMajör Parotis - her iki kulak önü Submandibuler - her iki çene altı Sublingual - her iki dil altı Minör Dudaktan başlayarak nefes borusuna kadar 750-100...

  • KLİNİK İYİLİK GÜZELLİK

    Kızlık Zarı Dikimi ( Himenoplasti ) Nişantaşı

    Kızlık Zarı Dikimi ( Himenoplasti ) Nişantaşı

    Doç.Dr.Osman TEMİZKAN - Op.Dr. Bülent ARICIKızlık zarı nedir ? Yapısı nasıldır ? Halk dilinde kızlık zarı olarak bilinen himen vajen giriminin yaklaşık 1 cm gerisinde yer alır. Genellikle sirk...

facebook

Sağlık İletişim Platformu

Sağlığınız için herşey

Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
Bülent Ergan
Editör
Vedat Gürsel
İletişim: 0850 532 5 236
(CEO)Sitedeki tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır.Sağlık İletişim Platformu harici linklerin sorumluluğunu almaz.

İrtibat Bilgileri

  • Marmara Teknopark Tübitak Gebze Yerleşkesi, 41400 Gebze/Kocaeli
  • 0850 532 5 236 (CEO)

Bülten Aboneliği

    Kişisel verilerin korunması kanununu okudum anladım (KVKK)

    saglikiletisimplatformu.com 2023, All Rights Reserved

    • Hakkımızda
    • Doktorlarımız
    • Videolar
    • Bu Test Nerede Yapılıyor?
    • İletişim