•  Soru Sor

    Soru Sor

    Kişisel verilerin korunması kanununu okudum anladım (KVKK)
    GGüvenlik Numarası.

  • 0850 532 5 236 (CEO)
  • info@saglikiletisimplatformu.com
  • Sağlık İletişim Platformu
  • Hakkımızda
  • ONLINE MUAYENEHANE
  • Videolar
  • Bu Test Nerede Yapılıyor?
  • İletişim

Sağlık

  • Makaleler
  • Sağlık
  • Bebeklerde ve çocuklarda besin alerjileri arttı

Bebeklerde ve çocuklarda besin alerjileri arttı

  • Sağlık İletişim Platformu
  • 932
  • Sağlık

Bebeklerde ve çocuklarda besin alerjileri arttı

Tüketilen besinler, ilkbaharda uçuşan polenler ya da kullanılan temizlik maddeleri… Alerjiye sebep olan pek çok etken bulunuyor. İnsan hayatının her döneminde görülebilen alerjilerin içinde besinlere karşı olanlar kuşkusuz önemli bir yer tutuyor. Besin alerjileri özellikle bebekler ve çocuklarda görülüyorsa daha da dikkatli olmak gerekiyor.

Besin alerjisi olan bebeklerin ve çocukların gelişimlerini sağlıklı bir şekilde sürdürmesi büyük önem taşıyor. Böyle bir durumla karşılaşan ebeveynlerin vakit geçirmeden hekime başvurmasından geçiyor.

Peki bebeklerde ve çocuklarda sık görülen besin alerjileri neler? Besin alerjileri kalıcı mı geçici mi? Çözüm için ne yapmak gerekiyor? Merak edilenleri Hacettepe Üniversitesi Çocuk Alerji ve Astım Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Şekerel’le konuştuk.

Besin alerjilerindeki artışın pek çok nedeni var

Son zamanlarda besin alerjilerinde bir artış olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Şekerel, bunun sadece Türkiye’ye özgü olmadığını, gelişmiş Avrupa ülkelerinde de benzer bir durumun gözlendiğini söylüyor. Prof. Dr. Şekerel, bu artışın nedenlerini şöyle açıklıyor:

“Batı tipi yaşam tarzı, sezaryen doğumlar, doğal yaşamdan kopmak, sigara, çok antibiyotik kullanmak ve aşırı hijyenik bir yaşam gibi farklı etkenler var. Ancak bunların hiçbirinin tek başına bundan sorumlu olmadığını biliyoruz. Bunların ortaklaşa bir etki mekanizması üzerinde bu artıştan sorumlu olabileceklerini düşünüyoruz.”

Besin alerjilerinin özellikle bebeklerde çok daha fazla görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Şekerel, şunları söylüyor:

{ilgili-metin-[{title}Besin alerjisinin, bebeklik çağında yaklaşık yüzde 6 ila 8 oranında görüldüğünü biliyoruz. İlkokul çağına geldiğimiz zaman bu oran yüzde 1'lere kadar düşüyor. Yetişkinlerde ise yüzde 0,5 ile 1 arasında değişiyor. Bunun en önemli nedeni ise çocukluk çağındaki besin alerjisinin önemli kısmının zamanla gerileyip kaybolması.{title}{source}Hacettepe Üniversitesi Çocuk Alerji ve Astım Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Şekerel{source}{theme}red{theme}]}

Fotoğraf: Getty Images

Süt, yumurta, kuruyemiş ve susama dikkat

Besin alerjisi konusunda en fazla merak edilen konu ise en fazla hangi yiyeceklerin veya içeceklerin buna sebep olduğu… Prof. Dr. Şekerel, bu konuda özellikle 4 besine dikkat çekerek, “Süt, yumurta, kuruyemiş ve susam dörtlüsü Türkiye’nin en büyük sorunu” şeklinde konuşuyor.

Kuruyemiş denilince pek çok ürün devreye giriyor. Peki, bunların en fazla hangileri alerjiye sebep oluyor? Sorunun cevabını Prof. Dr. Şekerel’den öğreniyoruz:

“ABD veya Avrupa dergilerini okuduğumuz zaman onlarda yer fıstığı alerjisini görüyoruz. Bizde ise fındık, Antep fıstığı, kaju ve ceviz alerjisi ön planda. Çünkü biz yer fıstığı tüketen bir toplum değiliz. İnsanlar neyi yerse ona karşı alerji geliştirirler.”

Bunların dışında her türlü gıda da alerjiye sebep olabiliyor. Örneğin egzotik meyveler, kabak çekirdeği, balık ve kabuklu deniz ürünleri gibi…

Alerji en fazla cilt üzerinde belirti veriyor

Peki besin alerjisi nasıl bir belirti veriyor? Ebeveynler çocuklarının alerjik bir reaksiyonla karşı karşıya olduğunu anlayabilir mi? Prof. Dr. Şekerel, en fazla deri bulgularının görüldüğünün altını çizerek şöyle devam ediyor:

“Bir gıda yendiğinde kızarıklık, kaşıntı, kabarıklık, egzama gibi belirtiler verebilir. Bunların dışında bulantı, kusma, ishal yapabilir. Öksürük, hırıltı ve nefes darlığı yapabilir. Hatta tansiyon düşmesi, bayılma, fenalık hissi gibi durumlar oluşturabilir. Bütün bunların hepsi birlikte oluştuğunda ise anafilaksi dediğimiz hayatı tehdit eden bir reaksiyon meydana gelebiliyor. Ancak sadece izole bağırsak ya da deri belirtisi veren alerjiler de olabiliyor."

“Ailenin kendi kendine teşhis koymasını istemiyoruz”

Çocuğunda herhangi bir besine karşı alerji olduğunu düşünen ailelerin hemen bu konuda bir uzmana giderek gerekli tetkikleri yaptırması şart. “Ailenin kendi kendine teşhis koyup tavır almasını istemiyoruz” diyen Prof. Dr. Şekerel, bunun nelere yol açabileceğini şöyle açıklıyor:

“Çünkü beslenmenin en önemli olduğu dönem çocukluk ve bebeklik çağıdır. O yüzden bebeklerin ve çocukların gıdalarını, ebeveynlerinin karar vererek kesmesini istemiyoruz. Böyle bir şüphe durumunda hekime başvursunlar. Gerekli testleri yaptırsınlar.”

Alerji tespit edilen besin, hekim tarafından hemen kesiliyor. Prof. Dr. Şekerel, “Besin alerjisinde azalttık lafının bir anlamı yoktur. Ya keseriz ya da devam ettiririz. Biz azaltsın, az tüketsin gibi bir ifade kullanmayız. Çünkü eğer bir besin alerji yapıyorsa az yediğinde de çok yediğinde de alerji yapar” ifadesini kullanıyor.

Alerji yapan gıdaya göre farklı yaklaşım

Tedavi sürecinde çoğunlukla alerjiye sebep olan besinin yenmemesi yoluna gidiliyor. Ancak bu bütün besin alerjileri için geçerli değil. “Bazen bilerek artıra artıra yedirerek vücudun tolerans geliştirmesini tetiklemeye çalışıyoruz” diyen Prof. Dr. Şekerel, her besin alerjisi için farklı yaklaşımları olduğunu vurguluyor:

{ilgili-metin-[{title}Biz çocuklarda beslenmenin çok önemli olduğunu bildiğimiz için özellikle süt, yumurta, buğday gibi temel gıdaları keserken çok iyi karar vermemiz gerekiyor. Bazı grup alerjiler var. Gerçekten çok şiddetli reaksiyon oluşturuyorlar. Çocuklara da böyle bir karşılaşma durumunda adrenalin oto enjektör dediğimiz bir uygulama var. Acil durumlarda ebeveynlerin çocuklarına bu ilacı uygulamalarını ve bir an önce sağlık kurumuna ulaştırmalarını istiyoruz.{title}{theme}red{theme}]}

Fotoraf: Getty Images

Çocuklar 3-6 aylık periyotlarla kontrol ediliyor

Besin alerjisine sahip çocuklar, hekimler tarafından 3 ya da 6 aylık aralıklarla takip ediliyor. Böylece söz konusu alerjinin geçip geçmediğine ve ilerleyen süreçlerde nasıl bir yol izleneceğine karar veriliyor.

“Besin alerjisinin geçtiğini düşünüyorsak o gıdayı bizim yanımızda ilk kez yedirerek vücudun tolere edip etmediğine bakıyoruz” sözleriyle tedavi süreçlerini anlatan Prof. Dr. Şekerel, önemli bir ayrıntıya da değiniyor:

“Bazen bazı gıdaların işlenmiş formları tüketilirken sadece işlenmemiş formları alerji yapabiliyor. Örneğin çocuğun süte alerjisi var... Süt içtiği zaman kötü oluyor ama sütlü kek yediğinde bir şey olmuyor... Çünkü fırınlanmak o besinin alerjitesini azaltan bir işlem. Aynı şey yumurta için de geçerlidir. Biz de bunlara bakarak ne yapabileceğimizi belirliyoruz. Hastanın hayatındaki kırmızı çizgileri mümkün olduğunca azaltmaya çalışıyoruz.”

3 yaşına kadar alerjilerin büyük çoğunluğu azalıyor

Besin alerjilerinin en yoğun olduğu dönem bebeklik çağı… Ancak bunların büyük çoğunluğu 3 yaşına kadar azalıyor. Özellikle süt ve yumurtada yüzde 60'lara kadar bu gerilemenin devam ettiğini belirten Prof. Dr. Şekerel, “Fakat ileri yaşta başlayan alerjiler de var. Örneğin meyve, deniz ürünlerine karşı alerjiler daha ileri yaşlarda başlar. O yüzden de besin alerjisi olan bir çocukta ileride başka bir alerjinin gelişip gelişmediğini tespit etmek için yakından takip ediyoruz” diyor.

Webofisin 4
Webofisin 2
Webofisin 1
Webofisin 3
Webofisin 7
Webofisin 6
Webofisin 5

Doktorlarımızdan

  • Op. Dr. Sezin Saygı Özyurt

    İnfertilite Tedavisinde Nelere Dikkat Etmek Gerekir?

    İnfertilite Tedavisinde Nelere Dikkat Etmek Gerekir?

    İnfertilite, yani kısırlık; bir çiftin düzenli cinsel ilişkiye rağmen bir yıl boyunca gebe kalamaması durumudur. Bu durum çiftler üzerinde hem duygusal hem de fiziksel olarak büyük bir stres ve bask...

  • Prof.Dr. Turan Uslu

    Bebek Bakan Annenin Bel ve Sırt Ağrılarından Korunması

    Bebek Bakan Annenin Bel ve Sırt Ağrılarından Korunması

    Bebek bakarken oluşan bel ve sırt ağrılarından korunmak:Doğumdan sonra ağırlığı 3-3.5 kg olan, daha sonra ağırlığı 10 kg’a kadar çıkan bebeğin günde en az 20-50 defa kucağa alınması, emzirilmes...

  • Prof. Dr. Şefik Hoşal

    Tükrük Bezi Hastalıkları

    Tükrük Bezi Hastalıkları

    Tükrük Bezi HastalıklarıTükrük BezleriMajör Parotis - her iki kulak önü Submandibuler - her iki çene altı Sublingual - her iki dil altı Minör Dudaktan başlayarak nefes borusuna kadar 750-100...

  • Prof. Dr. Fatih Altunrende

    İyi Huylu Prostat Büyümesine Teknolojik Dokunuş: HoLEP Tedavisi

    İyi Huylu Prostat Büyümesine Teknolojik Dokunuş: HoLEP Tedavisi

    Prostat her erkekte bulunan bir organdır. Yaşla birlikte değişen oranlarda büyümeye başlamaktadır, özellikle 50 yaş üstü erkeklerin yarısında görülen bu durum, prostat kanserinden farklı olup, iy...

  • Prof. Dr. Murat Gönenç

    Ameliyat öncesi hazırlık

    Ameliyat öncesi hazırlık

    “İyileşme zaman alır. Tıptaki büyük ilerlemelere rağmen, iyileşmenizin en büyük kısmı içinizdeki muazzam iyileşme gücüne atfedilebilir. Vücut kendini kendi zaman çizelgesine göre iyileştirir....

  • KLİNİK İYİLİK GÜZELLİK

    KLİTEROMEGALİ, KLİTORİS BÜYÜKLÜĞÜ

    KLİTEROMEGALİ, KLİTORİS BÜYÜKLÜĞÜ

    KLİTEROMEGALİ, KLİTORİS BÜYÜKLÜĞÜ, KLİTEROPLASTİ, KLİTORİS ESTETİĞİ Doç.Dr. Osman Temizkan, Op.Dr Bülent Arıcı Kliteromegali, klitorisin büyük olmasıdır. Klitoris hipertrofisi veya kliteromegali olar...

  • Prof. Dr. Nilda Sütay Süslü

    Parotidektomi Ameliyatı İzi Nasıl Olur?

    Parotidektomi Ameliyatı İzi Nasıl Olur?

    Parotidektomi ameliyatı izi nasıl olur?Parotidektomi ameliyatı sırasında oluşan iz, kulak önünden başlayarak boyna uzanan bir izdir. Yaklaşık 6-8 cm uzunluğunda olan bu iz, mümkün olan durumlarda es...

  • Prof. Dr. Başak Erginel

    Wilms tümörü (nefroblastom) çocuklarda sık rastlanan kötü huylu böbrek tümörüdür.

    Wilms tümörü (nefroblastom) çocuklarda sık rastlanan kötü huylu böbrek tümörüdür.

    Wilms tümörü, çocuklarda en sık rastlanan böbrek tümörüdür ve genellikle ortalama 3-4 yaşları arasında teşhis edilir. Bu tür tümörler genellikle tek taraflı olarak görülür ve genellikle çocuklard...

  • Prof. Dr. Esra Eryaman

    Rinoplasti ameliyatı hekimler için nasıl bir anlam taşır?

    Rinoplasti  ameliyatı hekimler için nasıl bir anlam taşır?

    Bu soruya bütün ameliyatlar aynıdır diye cevap verebilirsiniz. Ancak burun estetiği (rinoplasti) ameliyatı ayrıcalıklı bir ameliyattır. Aslında heyecan verici bir ameliyattır. Niçin? Çünkü hiç bi...

  • Prof. Dr. Bülent Hacıhamdioğlu

    Osteoporoz Nedir?

    Osteoporoz Nedir?

    Osteoporoz Nedir? Osteoporoz, kemiklerin zayıflaması ve kırılgan hale gelmesiyle karakterize bir kemik hastalığıdır. Genel olarak kemik kütle kaybı osteoporoz olarak tanımlanm...

facebook

Sağlık İletişim Platformu

Sağlığınız için herşey

Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
Bülent Ergan
Editör
Zafer Karaca
İletişim: 0850 532 5 236
(CEO)Sitedeki tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır.Sağlık İletişim Platformu harici linklerin sorumluluğunu almaz.

İrtibat Bilgileri

  • Marmara Teknopark Tübitak Gebze Yerleşkesi, 41400 Gebze/Kocaeli
  • 0850 532 5 236 (CEO)
  • info@saglikiletisimplatformu.com

Bülten Aboneliği

    Kişisel verilerin korunması kanununu okudum anladım (KVKK)

    saglikiletisimplatformu.com 2025, All Rights Reserved

    • Hakkımızda
    • ONLINE MUAYENEHANE
    • Videolar
    • Bu Test Nerede Yapılıyor?
    • İletişim