•  Soru Sor

    Soru Sor

    Kişisel verilerin korunması kanununu okudum anladım (KVKK)
    GGüvenlik Numarası.

  • 0850 532 5 236 (CEO)
  • info@saglikiletisimplatformu.com
  • Sağlık İletişim Platformu
  • Hakkımızda
  • ONLINE MUAYENEHANE
  • Videolar
  • Bu Test Nerede Yapılıyor?
  • İletişim

Sağlık

  • Makaleler
  • Sağlık
  • 10 soruda pnömoni ile ilgili merak edilenler

10 soruda pnömoni ile ilgili merak edilenler

  • Sağlık İletişim Platformu
  • 373
  • Sağlık

10 soruda pnömoni ile ilgili merak edilenler

Kış mevsiminin gelişiyle birlikte “zatürre” olarak da bilinen ve ciddi riskler taşıyan pnömoni vakalarında artış yaşanıyor. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf yaşlılar, çocuklar ve kronik rahatsızlığı bulunan bireyler için tehdit oluşturan pnömoni, her yıl binlerce kişiyi etkiliyor.

Dünya genelinde 12 Kasım Dünya Pnömoni Günü’nde hastalığa karşı bilinç oluşturmak için çeşitli çalışmalar yürütülüyor. Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği’nden Uzm. Dr. Cansu Yıldız ile pnömoni hakkında merak edilen 10 soruya yanıt aradık.

{ilgili-metin-[{title}Ateş, öksürük, balgam çıkarma, göğüs ağrısı en sık rastlanan belirtiler. Nefes darlığı, bilinç kaybı, bulantı-kusma, sık nefes alıp verme, kas-eklem ağrıları, halsizlik gibi belirtiler de görülebiliyor. Ağır pnömoni durumlarında ise deri ve mukozanın mavi renk alması, ciddi nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü ve bilinç bulanıklığı olabiliyor.{title}{source}Uzm. Dr. Cansu Yıldız Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği {source}{theme}red{theme}]}

1. Pnömoni nedir?

Halk arasında zatürre olarak bilinen pnömoni, akciğer dokusunu etkileyen ve çoğunlukla bakteri, virüs ve nadiren mantarlara bağlı gelişen bir enfeksiyon hastalığıdır. Her yaştan insanda görülebiliyor. Bazen hafif seyredebilirken bazen de yaşamı tehdit eden hastalıklara neden olabiliyor. Enfeksiyon kaynaklı ölümler arasında üst sıralarda yer alıyor.

Fotoğraf: Getty Images

2. Pnömoni toplumda ne sıklıkla görülüyor?

Pnömoni dünya genelinde oldukça sık görülen bir hastalık. Avrupa’da yıllık görülme sıklığı yüzde 0.5-1.1, Türkiye’de ise yüzde 1.15 olarak raporlanıyor.

İleri yaştakiler, sigara ve alkol kullananlar, kronik bir kalp ya da akciğer hastalığı bulunanlar, madde bağımlıları, diyabeti olanlar ve bağışıklığı baskılanmış kişiler riskli grupta yer alıyor. Yine bilinç bozukluğu ve öksürük refleksinin bozulması ile seyreden bazı nörolojik hastalıklar, yabancı cisim aspirasyonu, zararlı gazlara maruz kalmak da risk faktörleri arasında sayılıyor.

3. Pnömoninin en yaygın belirtileri neler?

Ateş, öksürük, balgam çıkarma, göğüs ağrısı en sık rastlanan belirtiler. Nefes darlığı, bilinç kaybı, bulantı-kusma, sık nefes alıp verme, kas-eklem ağrıları, halsizlik gibi belirtiler de görülebiliyor. Ağır pnömoni durumlarında ise deri ve mukozanın mavi renk alması, ciddi nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü ve bilinç bulanıklığı olabiliyor.

Fotoğraf: Getty Images

4. Pnömoni tanısı nasıl koyuluyor?

Zatürre ya da pnömoni belirtileriyle gelen hastaları muayene ettikten sonra çoğunlukla akciğer grafileri çekilerek tanı koyuyoruz. Bunun yanında kan ve balgam testleri, bilgisayarlı tomografi gibi ileri tetkikler gerekebiliyor.

5. Hangi belirtiler görüldüğünde hekime başvurulmalı?

Hastalarda ateş, öksürük, balgam çıkarma gibi belirtiler geliştiğinde mutlaka bir hekime muayene olunmalı. Tanı ve tedavide gecikmeler olması halinde pnömoni komplikasyonlarla seyredebiliyor. Bu da hastalıkta mortaliteyi (ölümü) artırabiliyor.

6. Hastalık bulaşıcı mı?

Mikropların akciğerlere ulaşması çeşitli yollarla oluyor. Özellikle viral solunum yolu enfeksiyonları oldukça bulaşıcı…Hapşırık ve öksürük yoluyla havaya yayılan damlacıklar ve yine hasta kişilerin temas ettiği mendil, çatal-kaşık, kapı kolu gibi yüzeylere dokunulup elin ağza götürülmesiyle de bulaşma gerçekleşebiliyor.

Özellikle çocukların burun ve boğazlarında bulunan virüs ve bakterilerin, aspire edilerek akciğerlere ulaşması sonucu hastalık oluşabiliyor. Daha nadir olarak ise hastanın vücudundaki bir iltihap odağından mikroplar, kan yoluyla akciğerlere ulaşabiliyorlar. Özellikle risk altındaki kişilerin hasta bireylere temas etmemesi öneriliyor.

7. Pnömoni nasıl tedavi ediliyor?

Pnömoni tedavisi hastalığın türüne, hastanın sağlık durumuna ve hastalığın şiddetine göre değişiyor. Hastanın istirahat etmesi ve bol sıvı alması gerekiyor. Antibiyotikler, antiviral tedaviler, ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler kullanılıyor.

Hastaneye yatması gereken hastalarda daha farklı tedaviler gerekebiliyor. Çok ağır zatürre durumlarında yoğun bakımda yatış ve solunum desteği uygulanma zorunluluğu doğabiliyor. Tedavi süresi hastaya ve hastalığın gidişatına göre değişmekle beraber ortalama 7 gün sürüyor.

8. Pnömoni tedavi edilmediğinde nasıl komplikasyonlara yol açıyor?

Pnömoni tedavi edilmediğinde ilerleyebiliyor. Akciğerde abseler, plevral sıvılar, bronşiektazilere neden olabiliyor. Yine enfeksiyonun kontrolsüzlüğü sepsis ve septik şoka kadar gidebiliyor.

Fotoğraf: Getty Images

9. Pnömoniden korunmak için nasıl önlemler alınması gerekiyor?

Altta yatan kronik hastalıkların kontrol altına alınması, dengeli beslenme, hijyenik önlemler, sigara ve alkol alışkanlıklarının kontrolü önemli. Bunun yanında pnömokok ve yıllık influenza aşıları ile toplumda gelişen pnömonilerin sıklığını ve ölüm oranını azaltmak mümkün.

Toplu taşıma araçları gibi kalabalık mekanlarda kişisel hijyene dikkat etmek, maske takmak ve kalabalık ortamlardan uzak durmak da korunmak için büyük önem taşıyor.

10. Pnömoni aşısı kimlere, hangi aralıklarla uygulanıyor?

Pnömoni aşısı, bu hastalığa neden olan bakterilere karşı bağışıklık kazandırmayı amaçlıyor. İki tip pnömokok aşısı bulunuyor. Birinci aşı (PCV) 2 yaş altında yapıldığında yüzde 80 korunma sağlıyor. 2 yaş üzerinde ise korunma oranı yüzde 50’ye geriliyor. Bununla birlikte ömür boyu koruma sağlayacağı için tekrar yaptırmak gerekmiyor.

Türkiye’de bebeklere 2 aydan itibaren ücretsiz yapılıyor. 2 yaş üstü çocuklar ve erişkinlerde ise tek doz yeterli oluyor. İkinci tip aşı (PPV) ise sadece 2 yaş üstünde yapılabiliyor. Aşının koruyuculuğu 5 yıl olduğu için tekrarlanması gerekiyor.

65 yaşın üstündeki kişilerin, kronik akciğer ve kalp hastalığı olanların, diyabet hastalarının, kronik karaciğer ve böbrek hastalarının, aspleni ve immunsupresif hastaların bu aşıyı olması öneriliyor.

Kotler Impact Türkiye
Kotler Impact Türkiye

Doktorlarımızdan

  • Prof. Dr. Başak Erginel

    Kasık Fıtığı

    Kasık Fıtığı

    Kasık fıtığı, çocuklarda oldukça yaygın bir durumdur ve genellikle doğumsal bir durum olarak ortaya çıkar. Kasık fıtığı, kasık bölgesindeki kasların zayıflaması veya bozulması sonucunda iç organlar...

  • Prof. Dr. Alpin Güneri MD MSc

    Genel Bilgiler

    Genel Bilgiler

    Ağız boşluğu ve yutak önemli vücut bölümleri olup nefes alma, konuşma, çiğneme ve yutma görevini yerine getiren organlardan meydana gelmişlerdir.Ağız ve yutak tümörleri: iyi ya da kötü huylu (kans...

  • Prof. Dr. Osman İlhan

    Hematoloji Nedir?

    Hematoloji Nedir?

    Hematoloji normal ve hastalıklı durumlarda kanın yapısı ve fonksiyonu üzerine ilgilenen bilim dalı olarak tanımlanabilir.

  • Prof. Dr. Cengiz Gebitekin

    Torasik Çıkış Sendromu (TOS)

    Torasik Çıkış Sendromu (TOS)

    Torasik çıkış sendromu (TOS), üst ekstremitede (kol, omuz, el) ağrı, uyuşma, güçsüzlük ve/veya dolaşım problemlerine neden olan bir durumdur. Bu sendrom, torasik çıkış adı verilen dar bir bölgede si...

  • Prof. Dr. Esra Eryaman

    Gırtlak kanseri

    Gırtlak kanseri

    İyileşmeyen ses kısıklığı dikkat !!!!!Kesinlikle ihmal edilmemelidir!!!! Larenks yani gırtlak nefes borusunu yutkunurken yabancı maddelerden korur ve ses üretimin sağalar. Tam ortada bulunan se...

  • Doç. Dr. Çiğdem Kunt İşgüder

    OBEZİTE VE OBEZİTE CERRAHİSİ (BARİYATRİK CERRAHİ ) SONRASI GEBELİK

    OBEZİTE VE OBEZİTE CERRAHİSİ (BARİYATRİK CERRAHİ ) SONRASI GEBELİK

    Obezite ve Obezite Cerrahisi (Bariyatrik Cerrahi) Sonrası GebelikObezite, vücut yağ kitlesinin normal kabul edilen düzeylerin üzerinde olması anlamına gelir. Obezite hem gebelik süresince hem de sonr...

  • Op. Dr. Sezin Saygı Özyurt

    Hamilelikte Neler Yemeliyiz ve Nasıl Yemeliyiz?

    Hamilelikte Neler Yemeliyiz ve Nasıl Yemeliyiz?

    Aslında ilk muayenede en çok da merak edilen sorulardan biri yeme –içme düzeni ve tahmin edildiği gibi karmaşık ve kalabalık değil. Ben ne mi söylüyorum tatlı hamişlerime ‘Anam ...

  • Online Doctor Türkiye

    Karaciğer Sağlığını Korumak İçin Püf Noktalar

    Karaciğer Sağlığını Korumak İçin Püf Noktalar

    Vücudumuzun en büyük organı olan karaciğer çok yoğun çalışan bir fabrika gibidir. Kendi kendini yenileme yeteneği yüksek bir organdır. Bir yandan ağızdan alınan tüm yiyecek ve içeceklerin, diğ...

  • Prof. Dr. Esra Eryaman

    Burun ve horlama ilişkisi

    Burun ve horlama ilişkisi

    Burun ve Horlama İlişkisi Burun nefes alma yolunun başlangıç bölgesidir. Burnun en önemli görevi nefes almak, diğeri de koku almaktır. İyi nefes alan bir burunda aldığımız tüm havanın hepsi h...

  • Prof. Dr. Esra Eryaman

    Burun ucunda ‘’tip belirleyici noktalar’’

    Burun ucunda ‘’tip belirleyici noktalar’’

    Tip belirleyici noktalar burun ucu kıkırdaklarının en ön ve yüksek kısmında belirginleşen noktalardır. Her bir tarafta 1 tane vardır. Simetrik olmaları gerekir. Işık yansıması yaparak fotoğraflarda d...

facebook

Sağlık İletişim Platformu

Sağlığınız için herşey

Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
Bülent Ergan
Editör
Zafer Karaca
İletişim: 0850 532 5 236
(CEO)Sitedeki tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır.Sağlık İletişim Platformu harici linklerin sorumluluğunu almaz.

İrtibat Bilgileri

  • Marmara Teknopark Tübitak Gebze Yerleşkesi, 41400 Gebze/Kocaeli
  • 0850 532 5 236 (CEO)
  • info@saglikiletisimplatformu.com

Bülten Aboneliği

    Kişisel verilerin korunması kanununu okudum anladım (KVKK)

    saglikiletisimplatformu.com 2025, All Rights Reserved

    • Hakkımızda
    • ONLINE MUAYENEHANE
    • Videolar
    • Bu Test Nerede Yapılıyor?
    • İletişim